23 Mayıs 2011 Pazartesi

Dönüp Kendine Bakacağına, Bana Akıl Ver

'Bana akıl vereceğine dönüp de kendine bak' diyerek karşımızdakine çemkirdiğimiz anlar olmuştur. Fakat bundan sonra bunu söylemeden önce bir daha düşünmekte fayda var. Çünkü yapılan yeni bir araştırmaya göre, insanlar kendilerinin dışındaki kişiler için daha fazla yaratıcı fikir üretebiliyorlarmış.
Psyblog sitesinde yayınlanan makalede yapılan çalışma şu şekilde ele alınmış.
“Artık eskiyen ‘thinking outside the box’ yani kutunun dışında düşünmek ifadesinin aşağıdaki bulmacadan geldiği düşünülür. Amaç şekildeki dokuz noktayı, dört doğru ile kalemi hiç kaldırmadan birleştirebilmek.

İfadedeki kutu zihnimizde noktalardan oluşan mutlak sınırları ifade eder. Çözüm için bu mutlak kabul edilen kutuyu göz ardı edip, kutunun dışında düşünmeniz gerekir. (Bulmacanın cevabı http://1.usa.gov/ioOm2L)
Bu gibi bulmacalar alışkın olduğumuz düşünce biçimlerinden çıkarak yenilikçi çözümleri test etmemizi sağlar. Fakat kutunun dışında düşünmeye benzer şekilde, kendinizin dışında düşünmeyi de deneyebilirsiniz. İşte yaratıcı bakış açısını gösteren başka bir bulmaca.
Yüksek bir kuleden kaçmaya çalışan bir mahkûmu düşünün. Elinde bir ip var fakat kulenin yarı boyunda. Yine de ipi ortadan ikiye bölüp tekrar bağlıyor ve kaçmayı başarıyor. Bu nasıl mümkün olabilir?
Polman ve Emich adlı psikologların yeni bir çalışmasında bu testin biraz farklı bir versiyonu kullanılmış. Katılımcıların yarısına bulmaca aynen bu şekilde sorulurken, diğer yarısına da mahkûm yerine kendilerini kuleye hapsolmuş olarak düşünmeleri söylenmiş. Her iki gruptan da kuleden kaçışın nasıl mümkün olabileceğini açıklamaları istenmiş.
Ortaya çıkan sonuçlarda, kulede bir mahkûmun hapsolduğu söylenen kişilerin %66’sı doğru cevabı bulabilmiştir. Kendilerinin kulede hapsolduğunu düşünmeleri söylenen kişilerinse sadece %48’i doğru cevabı bulabilmiştir. (Sorunun cevabı ipin enine değil de boyuna olarak ikiye bölünmesidir ve boyunun iki katına çıkarılmasıdır).
Katılımcıların başkası için fikir üretirken ne kadar yaratıcı olabileceklerini görmek için ikinci bir çalışma daha yapılarak aynı şey farklı bir yolla test edilmiş. Katılımcılardan kendileri için ve diğer bir grup kişi için yaratıcı fikirler üretmeleri istenmiş. Diğer grup da iki kategoriye ayrılmış. Bunlardan birinde sosyal olarak daha yakın, diğerinde ise daha uzak olan kişiler bulunuyormuş.
Fikirler incelendiğinde en yaratıcı olanların, sosyal bakımdan uzak olan kişiler için üretilenler olduğu görülmüş. Diğer iki koşul için üretilen fikirler oldukça geride kalmış.
Bunun olmasının sebebi, zihinlerin bu tip problemleri yorumlama şekliyle alakalıymış. İsimsiz diğerlerini ya da kuledeki mahkûmu düşündüğümüzde, zihnimiz çok daha soyut olarak düşünme eğilimindeymiş. Soyut çerçevede yaratıcı adımlar atmak daha kolaymış, çünkü bizim için somut detaylara takılıp kalmıyormuşuz.
Belki yeni ve kanıtlanmış ‘kendinin dışında düşünmek’ deyişi, eski ve yıpranmış ‘kutunun dışında düşünmek’ deyişinin yerini alabilir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder