5 Mayıs 2011 Perşembe

Çeyrek Yaş Krizi: Genç, Endişeli ve Bunalımlı

Yirmili yaşlar, evlilik ve kredi ödemeleri tarafından hırpalanmadan önceki ‘fırsatlar ve macera zamanı’ olarak düşünülürdü. Fakat İngiliz psikologların yeni bir araştırmasına göre; meslek, işsizlik, borç ve ilişki kaygılarıyla başa çıkma mücadelesi, birçok gencin çeyrek yaş krizi (quarterlife crisis) diye adlandırılan bir bunalım yaşamalarına sebep oluyormuş.

Endişe, hayal kırıklığı, yalnızlık ve depresyon ile karakterize edilen bu olgu, ‘gerçek hayatla’ yüzleşmeye başlamış yirmili ve otuzlu yaşlardaki kişileri vuruyormuş. Özellikle de eğitimli profesyonellerin yakalanma ihtimali daha yüksekmiş.

“Çeyrek yaş krizi kelime anlamındaki gibi tüm hayat sürecinin ilk çeyreğinde değil, yetişkinliğe çeyrek kala ortaya çıkıyor, yani 25 ve 35 yaş arasında, ağırlıklı olarak da 30’lu yaşlarda” diyor Londra’daki Greenwich Üniversitesi’nden araştırmacı Dr. Oliver Robinson.

Teşhislerini İngiliz Psikoloji Topluluğu’nun Glasgow’daki Yıllık Konferansında sunan Robinson, Birkbeck Koleji’nden araştırmacılarla çalışmış ve çalışmalarının çeyrek yaş krizi ile ilgili, spekülasyondan öte deneysel ve gerçekçi açıdan verilere dayanan ilk araştırma olduğunu söylemiş.

Araştırma gumtree.com sitesinde yapılan bir anketle de desteklenmiş. Ankete katılan 1.100 kişinin %86’sı 30 yaşına girmeden önce, ilişkilerinde, parasal durumlarında ve işlerinde başarılı olma baskısı hissettiklerini itiraf etmişler.

Her 5 kişiden 2’si parasal endişeler taşıdıklarını ve yeterli düzeyde para kazanamadıklarını söylemişler. Katılımcıların %32’si 30 yaşına kadar evlilik ve çocuk sahibi olma baskısı hissettiklerini belirtmiş. %6’sı başka bir ülkeye göç etmek isterken, %21’i de kariyerini tamamen değiştirmek istiyormuş.

Robinson diğer yandan, ortalama 2 yıl süren çeyrek yaş krizinin olumlu bir deneyim olabileceğini de tespit etmiş. Bu şekildeki erken hayat krizlerinin dört aşaması olduğunu söylüyor; hapsolma hissiyatından değişim için harekete geçilmesi ve sonunda yeni bir hayat kurup bunun sağlamlaştırılması.

Şu şekilde açıklamış “Araştırma sonuçları, bu süreci yaşayanların güvenlerini yeniden kazanmalarına yardımcı olacak. Çünkü bu yetişkinlikten önce yaygın olarak yaşanan bir dönem ve kanıtlanmış bir şekilde pozitif değişimle sonuçlanıyor”.

“Hayatını Düzene Koy: Çeyrek Yaş Krizi Yaşayanlar İçin Kılavuz” (Get it Together: A Guide to Surviving Your Quarterlife Crisis) kitabının yazarı Damian Barr, 25’li yaşlardaki gittikçe artan bir kesimin, daha önce kırklı yaşların ortasında hissedilen sıkıntıları yaşadıklarını söylemiş.

“Pek çok kişi çeyrek yaş krizinin var olmadığını söyleyecektir. Fakat gerçekte yirmili yaşlar, yetişkinlerin düşündüğü gibi, kişinin kendisine ait eğlence zamanları değil. Günümüzde yirmili yaşlarda olmak korkutucu bir şey, ilk işiniz için milyonlarca diğer mezunla mücadele etmek, kredi ödemeleriyle başa çıkmaya çalışmak ve tüm ilişkilerinizi dengeleyecek zamanı bulabilmek. Tehlikeli bir mal mülk piyasası içine itilmiş olmanın şanssızlığını yaşıyoruz. Daha fazla kazanıyoruz ve her zamankinden daha fazla harcıyoruz. Eğitim, kariyer ve barınma ihtiyaçları için borç altına giriyoruz. İngiltere’deki Depresyon Birliği, yirmili yaşlarında olan kişilerin üçte birinin depresyonda olduğunu tahmin ediyor. Bize sürekli fırsatlar dünyasında yaşadığımızdan bahsedilirse, bu kesinlikle tehlikeli bir şeydir. Orta yaş krizinden farklı olarak, çeyrek yaş krizi büyük ölçüde yaşanıyor. Bize yardımcı olacak uzmanlar yok. Birbirimizden başka destek olacak kimse yok.”

Çeyrek yaş krizinin dört aşaması:

Birinci aşama bir iş, bir ilişki ya da her ikisinde hapsolma hissiyatı olarak tanımlanıyor. Robinson’a göre bu aldatıcı bir hapsolmuşluk hissi. Bundan kurtulmak mümkün fakat kurtulamayacağınızı hissedersiniz.

İkinci aşama değişimin mümkün olduğu hissiyatının artışı ile tanımlanıyor. Robinson bu aşamayı şu şekilde açıklıyor; “Önceki teslimiyet durumundan zihinsel ve fiziksel olarak ayrılma, duygusal ayaklanmalara yol açar. Bu durum ilgi alanları, öncelikler ve benlik duygusuna bağlanmayla yeni imkânların keşfedilmesini sağlar. Katılımcılardan küçük bir grup bir kısır döngü içinde kaldıklarını belirtti fakat büyük çoğunluğu bu zorlu zamanları, etkili bir pozitif değişimin katalizörü olarak tanımladı”.

Üçüncü aşama yeni bir hayatın kurulma dönemidir.

Dördüncü aşama ise kişinin yeni sorumluluklarını; yeni ilgi alanları, amaçları ve değerleri ile sağlamlaştırma aşamasıdır.

Kaynak: http://www.guardian.co.uk/society/2011/may/05/quarterlife-crisis-young-insecure-depressed

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder